Şiddetin Tanımı ve Kapsamı



Şiddet, dar anlamda, bir kişiye güç ve baskı uygulayarak isteği dışında bir şey yapmak veya yaptırmaktır, geniş anlamda ise insanların doğrudan veya dolaylı olarak bedensel veya manevi bütünlüğüne, mallarına, kültürel değerlerine zarar verecek şekilde davranmaktır.

Şiddeti Nasıl Tanıyabiliriz?

Şiddet, farklı biçimlerde karşımıza çıkabilir.
Doğrudan fiziksel saldırı biçiminde görülebilir: Öldürme, dövme, tokatlama, tekmeleme, evden kovma, itme, boğazına sarılma, eline geçirdiği cisimle saldırma…

Şiddet üstün teknolojik araçlarla ya da dolaylı biçimde uygulanabilir, zamana yayılmış olarak uygulanabilir: Açlıktan ölmeye terk etmek, yetersiz beslenme koşulları yaratmak.

İhmali davranışlarla uygulanabilir: Çocuk ve yaşlıların yiyecek, barınma, güvenlik, temizlik ihtiyaçlarının yeterli olarak sağlanmaması...
Duygusal, psikolojik istismar biçiminde şiddet uygulanabilir: Aşağılama, sürekli eleştirme, sevgi ve şefkat göstermeme, küçümseme, kişinin kendine güvenini yitirmesini neden olacak sözler söyleme...

Ekonomik istismar biçiminde uygulanabilir: Harçlık vermemek, çalışmasını önlemek, para harcamasına engel olmak, parasını elinden almak ...

Cinsel istismar biçiminde uygulanabilir:

Cinsel ilişkiye zorlamak, olağan dışı ilişkilere zorlamak...

Tehdit biçiminde şiddet uygulanabilir:

Dayakla, ölümle, intiharla tehdit etmek...

Hareket özgürlüğünü kısıtlamak, ailesi veya arkadaşlarıyla görüşmesini engellemek...

Dünyada Şiddetin Yaygınlığı


Şiddet sandığımızdan daha yaygındır, yapılan araştırmalar bunu kanıtlamaktadır.

Cinayete kurban giden kadınların yüzde kırkı yakınları tarafından öldürülmektedir.

Şiddete uğrayan yüz kadından sadece biri şikayette bulunmaktadır.

Yaşamları boyunca her 7 kadından biri en az bir kere tecavüze uğramaktadır.

Kadına yönelen şiddetin kadın tarafından algılanışı ve rasyonelleştirilmesi
nasıl olmaktadır?


Kadınlar, eşlerinden yakınlarından gelen şiddetin, işsizlik, pahalılık gibi dış etkenlerden kaynaklandığını düşünmektedir.

Kadınlar, şiddetin kendilerinden kaynaklandığını düşünmektedir. Örneğin, eşimden izin almadan sokağa çıktım, bu yüzden eşimi kızdırdım vb.

Kadınlar, çocukluktan başlayarak çaresiz olmayı , boyun eğmeyi öğrenmekte, bu yüzden şiddetle baş edemeyeceğini düşünmektedir.

Aile çevresinde benimsenen ya da benimsetilen “ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK” erkeğin baskı ve şiddet uygulamasına doğrudan veya dolaylı katkıda bulunmaktadır.

Çocukluk çağında aile içinde uygulanan şiddet, şiddete uğrayan çocuğun, kadının veya erkeğin dünya görüşünün tamamlayıcı bir parçası olmaktadır.

Aile içi şiddetin yaygınlığının kökeninde yatan etkenler nelerdir?


Aileye mensup olmanın öteki bireylerin yaşamına karışma hakkı vermesi.

Aile içi ilişkilerin yoğunluğu.

Cinsiyet farklılığına dayalı eşitsizlikler.

Yaş farklılıklarının ve kültürel farklılıkların olması.

Mağdurun evde her zaman yakında, aciz ve bağımlı durumda olması,

Öğrenilmiş çaresizliğin şiddeti körüklemesi.