Hukuk Tarihine Geçen Savunmalar



Hukuk Tarihine Geçen Savunmalar: Doğu Perinçek ve Sokrates

Ergenekon Davası yeniden gündemde. Böyle dönemlerde, hukukla, edebiyatla biraz ilgilenenlerin asla unutamadığı Sokrates’in Savunması kendini hatırlatır. Sokrates (MÖ 469-399), Antik Yunan filozofudur.

Hem hukuki hem edebi yönden dünya klasikleri arasında yer alan savunmayı, öğrencisi Platon’un kaleminden okuyoruz. MÖ 399’da Atina’da yapılan bu yargılamayla o dönemdeki hukuk sistemi, Sokrates’in felsefesi, ahlak anlayışı hakkında ayrıntılı bilgilere ulaşıyoruz.

Büyük bilge savunmasında şöyle der: “Ben tanrının devletin başına sardığı bir at sineğiyim, her gün her yerde sizi dürtüyor, uyarıyor, azarlıyorum; peşinizi bırakmıyorum. Benim gibi bir kimseyi kolay kolay bulamayacaksınız. Onun için size kendinizi benden yoksun bırakmamanızı öneririm. Belki de ansızın uykusundan uyandırılan biri gibi canınız sıkılarak, Anytos’un (suçlayanlardan birisi) öğüdüne uyar, beni kolayca vurup öldürebileceğinizi sanır ve tanrı size acıyıp başka bir at sineği gönderinceye kadar, yaşamınızın geri kalanında gene uykuya dalarsınız.”*

Sokrates’in suçlanma nedeni şehrin tanrılarına inanmamak, onların yerine başka tanrılara inanmayı öğretmek, gençleri doğru yoldan ayırmak, onları zehirlemektir.

Atina Mahkemesi ve ‘beş yüzler meclisi’ denen jüri, bugün hayranlıkla okuduğumuz savunmadan ikna olmaz. Onu suçlayanların etkisinde kalarak ölüm cezası verir.

Sokrates’in aleyhine dava açılmasının asıl nedeni ise onun kendisini, diğer insanları, hayatı ve Atina’yı sorgulaması, insanları düşündürmesidir.

"Ben genç yaşlı hepinizi, vücudunuza, paranıza değil, her şeyden önce ruhun en yüksek eğitimine önem vermeniz gerektiğine inandırmaya çalışmaktan başka bir şey yapmıyorum…
Evet benim görevim size parayla erdemin elde edilemeyeceğini, paranın da genel olsun, özel olsun her türlü iyiliğin de ancak erdemden geldiğini söylemektir… Hakkımda ister aklanma kararı verin ister vermeyin, her halde, iyice bilin ki bir değil bin kere ölmem gerekse bile yolumu asla değiştirmeyeceğim.”*


Bu sözlerle o dönemin egemen güçlerini de uyarır, Sokrates.

Yoksulluğu hayat tarzı olarak seçen bu büyük bilge, kendi deyişiyle Atina’nın at sineği, borçlu ölür. Dostu Kriton’a son sözleri şu olur: “Kriton, Askulpios’a bir horoz borçluyum, ödemeyi unutmazsın değil mi?”

Sokrates’ten yaklaşık 2400 yıl sonra Ergenekon Davası sanıklarından Dr. Doğu Perinçek’ten Wikileaks belgelerinde şöyle söz edilecekti: “Tanınmış bir solcu, milliyetçi at sineği olan Perinçek…”

Sokrates Atinalıları nasıl uyarmışsa o da Silivri mahkemesinden Türkiye’yi şöyle uyarıyordu:

“...Kahramanları intihar eden bir millet ayakta kalamaz! Kahramanları intihar eden bir ordu, savunma yeteneğini kaybeder! Kahramanları intihar eden bir ülkenin yargısı, başka bir devletin infaz memuru durumuna dönüşür. Şu anda Türk yargısı ABD’nin infaz memurluğuna dönüşmektedir. Hayretler içinde kaldık. Eski YÖK Başkanı, ben sapına kadar Amerikancıyım, diyor. Yani diyor ki, ben suçsuzum, ben Amerikancıyım, beni neden aldınız. Demek ki Türk Ceza Kanunu değişmiş. Koskoca eski Genelkurmay Başkanı diyor ki, ben Kuzey Irak’ta 1995 yılında Çelik Harekatı’nı yaptım. Kardak Operasyonu’nu yaptım. ABD’ye karşı operasyonlar yaptım, benim suçum budur, diyor. 1998-2002 yılları arasındaki Genelkurmay Başkanı da diyor ki, benim hedef alınmamın sebebi Amerika’nın Kuzey Irak politikalarına karşı durmamdır.”**
Son yıllarda ne çok şey öğrendik… Bağımsızlığını, bağımsız yargısını, Cumhuriyetini, Atatürk devrimini yitiren Türk Milletinin intihar etmekte olduğunu bu tarihi savunmadan öğrendik. Türkiye’ye kurulan kumpasların boyutunu, kayıplar vere vere öğrendik.

Kuşkusuz bu tarihi savunma da dünya hukuk tarihindeki yerini alacak, hukuk fakültelerinde geleceğin hukukçuları tarafından tıpkı Sokrates’in Savunması gibi ibretle incelenecektir. Ne mutlu bize!

*  Sokrates’in Savunması, sayfa 65-66

Platon, çeviri, Niyazi Berkes, Cumhuriyet Kitap.

** 22 Ocak 2009'da Doğu Perinçek'in Silivri'de Tarihi Savunması