Afet İnan’dan Özgecan Aslan’a Nasıl Geldik?

Neredeyse her gün bir kadın cinayeti haberi düşüyor gündeme. Ağıt yakmak yetmiyor. Ne yapmalı?

Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu(1) son üç yılda 1.184 kadınımızın öldürüldüğü bilgisini paylaştı. Son iki yılda kadın cinayetleri yüzde otuz artmış...

Ne yazık ki kadınlarımızı, kızlarımızı koruyamıyoruz.
Gelenekler, toplum yapısı, kızlarımızın yetişme süreci, ailenin kız çocuklarıyla ilgili tutumu, cinsiyet ayrımcılığı, ailenin sosyo ekonomik yapısı…
Tüm bu saydıklarımız kadın cinayetlerinde etkili; fakat Atatürk döneminde bu saydığımız koşullar daha mı iyiydi?

Yurt dışında bile kadınımızın canını, onurunu koruyan körpe cumhuriyet, neden koruyamıyor bugün?
Evet, yasalarımız, uluslararası yasalar, kadınlarımızın haklarını, can güvenliğini koruma altına aldı fakat bu yetmiyor. Uygulamadan kaynaklanan sorunlarımız var. Kadınlarımızın sorunlarına belediyeler yeterince önem veriyor mu?

Sığınma evleri, kadınlara hizmet veren konuk evleri yeterli mi?

Kadın istihdamında ne durumdayız?

Çalışan kadının başta kreş olmak üzere öteki sorunları çözüldü mü?

Hükümetlere, güvenlik görevlilerine, üniversitelere, yayın araçlarına, meslek örgütlerine, belediyelere hatta her bireye iş düşüyor.

En büyük görev ise belediyelere düşüyor. Belediyeler, kadınlara bir telefon kadar yakın olmak zorunda.

Atatürk’ten, çağdaş, laik, kamucu, devrimci Cumhuriyet’ten uzaklaşmanın bedelini kadınlarımız ödüyor. Öksüz bir Selanik göçmeninden Afet İnan(2) gibi bir bilim kadını yaratan Atatürk cumhuriyetinden Özgecan kızımız gibi üniversite öğrencilerini koruyamayan bir Cumhuriyet’e nasıl geldik? Vah bize! 11 Şubat 2019

(1) 9 Şubat 2019 tarihli Aydınlık Gazetesi
(2) Mazlumlar Coğrafyası Avrasya’nın Öncü kadınlarından, Afet İnan, Müzeyyen Susar.