Sosyal Demokrasinin Öyküsü*
Atatürkçüyüm, Kemalist Devrimi savunuyorum diyenlerle Sosyal Demokratlar neden uzlaşamıyor? Uzlaşmalı mı?
Yıldırım Koç, Sosyal Demokrasi’nin Öyküsü kitabında bu merakımızı gideriyor. Bu kavramın ne zaman ortaya çıktığını, tarihsel köklerini, günümüzdeki durumunu, süreç içinde adım adım belgelerle geniş bir kaynakçayla büyük emek vererek bize ulaştırıyor.
“Yazar kitabın sunuşunda şu soruyu soruyor: Türkiye’de sosyal demokrasi, Kemalizmin gelişmiş biçimi midir; yoksa Kemalizmin antiemperyalist ve devrimci özünü tahrip etmek için geliştirilmiş bir anlayış mıdır; Kemalizmin tasfiyesinin sol görünümlü aracı mıdır? Bu kitap, bu sorulara yanıt verilebilmesini sağlayacak bilgileri aktarmayı amaçlamaktadır.”
Bu kitabı okuduktan sonra hiç kimsenin göğsünü gere gere “Ben sosyal demokratım” diyebileceğini sanmıyorum. Kafamızdaki tüm tereddütler dağılıyor, bilgi eksikleri gideriliyor.
Bu coğrafyada “sosyal demokratım” demek gerçekten Cumhuriyetimize ve Kemalist Devrime ihanet mi olur? Neden? Yazar ayrıntılarıyla merak edilenlerin de ötesine geçerek kolay kolay ulaşamayacağımız değerli bilgiler sunuyor. İşte bazıları:
Sanayileşme, kapitalizmin doğuşu, Avrupa emekçilerine yoksulluk ve baskı getirir.
Örneğin, “İngiltere’de 1870 yılında doğumda ortalama yaşam beklentisi 42.3 yıldı.” Sayfa 21.
”Kadınlar günde 18 saat çalıştırılabiliyordu.”
“Çocuklar dört saatlik bir uykudan sonra yarı uykulu bir biçimde sağlıksız fabrikalara sokuluyordu.” Sayfa 23
18.19. yüzyıllarda işçiler için zorla çalıştırılıyor, bazı ülkelerde polis tarafından kırbaçlanıyordu. Sayfa 23.
“İşsizler, bekar kadınlar ve manastırlarda yaşayanlar, imalathanelerde çalışmaya mecburdu.” Sayfa 23
“1789 yılında Paris’teki bir fabrika işçisi, gelirinin yüzde 60’ını yalnızca ekmek için ayırmak zorundaydı.” Sayfa 26
... ve daha birçok değerli bilgi.
Kitaptan, Avrupa’da kapitalizmin yarattığı cehenneme karşı daha 15. 16. yüzyıllarda büyük tepkiler doğduğunu, hatta ayaklanmalar olduğunu, bu ayaklanmaların kan dökülerek bastırıldığını öğreniyoruz.
İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya’daki işçi eylemlerine, grevlere ve ayaklanmalara ayrıntılı yer veren yazar, kapitalizmin acımasızlığına karşı emekçilerin acılı direniş mücadelelerini dile getirmiş. Özellikle 1830 ve 1848 ihtilalleri ile alınan yol dile getirilmiş.
İşçilere önemli hakların, emeklilik, ücretsiz sağlık hizmeti, çalışma sürelerinin kısaltılması gibi hakların ne zaman gerçekleştiği kitabın en ilgi çeken bölümlerinden.
Kapitalizmin mezar kazıcısı olarak nitelendirilen işçi sınıfının Avrupa’da daha iyi bir yaşama kavuşmasında sömürgelerin büyük katkı sağladığı ele alınan bir başka konu.
Sonuç olarak, Almanya’da ve Rusya’da kurulan Sosyal Demokrat partiler özünde Marksist olmalarına karşın süreç içinde Rusya’da Komünist partiye dönüşürken, Avrupa’da neden Marksizmden koparak önce kapitalizmle sonra da emperyalizmle uzlaştı?
Bu sorulara yanıt verirken Türkiye gibi sömürü altındaki mazlum bir ülkede sosyal demokratlığa soyunmanın gülünçlüğü akıcı bir anlatımla okuru sıkmadan dile getirilmiş. Bu emeğin ve eserin karşısında saygı duymamak olanaksız. Eylül 2016
*Sosyal Demokrasi’nin Öyküsü, Yıldırım Koç, Kuzgun Kitap, Eylül 2015
Yıldırım Koç, Sosyal Demokrasi’nin Öyküsü kitabında bu merakımızı gideriyor. Bu kavramın ne zaman ortaya çıktığını, tarihsel köklerini, günümüzdeki durumunu, süreç içinde adım adım belgelerle geniş bir kaynakçayla büyük emek vererek bize ulaştırıyor.
“Yazar kitabın sunuşunda şu soruyu soruyor: Türkiye’de sosyal demokrasi, Kemalizmin gelişmiş biçimi midir; yoksa Kemalizmin antiemperyalist ve devrimci özünü tahrip etmek için geliştirilmiş bir anlayış mıdır; Kemalizmin tasfiyesinin sol görünümlü aracı mıdır? Bu kitap, bu sorulara yanıt verilebilmesini sağlayacak bilgileri aktarmayı amaçlamaktadır.”
Bu kitabı okuduktan sonra hiç kimsenin göğsünü gere gere “Ben sosyal demokratım” diyebileceğini sanmıyorum. Kafamızdaki tüm tereddütler dağılıyor, bilgi eksikleri gideriliyor.
Bu coğrafyada “sosyal demokratım” demek gerçekten Cumhuriyetimize ve Kemalist Devrime ihanet mi olur? Neden? Yazar ayrıntılarıyla merak edilenlerin de ötesine geçerek kolay kolay ulaşamayacağımız değerli bilgiler sunuyor. İşte bazıları:
Sanayileşme, kapitalizmin doğuşu, Avrupa emekçilerine yoksulluk ve baskı getirir.
Örneğin, “İngiltere’de 1870 yılında doğumda ortalama yaşam beklentisi 42.3 yıldı.” Sayfa 21.
”Kadınlar günde 18 saat çalıştırılabiliyordu.”
“Çocuklar dört saatlik bir uykudan sonra yarı uykulu bir biçimde sağlıksız fabrikalara sokuluyordu.” Sayfa 23
18.19. yüzyıllarda işçiler için zorla çalıştırılıyor, bazı ülkelerde polis tarafından kırbaçlanıyordu. Sayfa 23.
“İşsizler, bekar kadınlar ve manastırlarda yaşayanlar, imalathanelerde çalışmaya mecburdu.” Sayfa 23
“1789 yılında Paris’teki bir fabrika işçisi, gelirinin yüzde 60’ını yalnızca ekmek için ayırmak zorundaydı.” Sayfa 26
... ve daha birçok değerli bilgi.
Kitaptan, Avrupa’da kapitalizmin yarattığı cehenneme karşı daha 15. 16. yüzyıllarda büyük tepkiler doğduğunu, hatta ayaklanmalar olduğunu, bu ayaklanmaların kan dökülerek bastırıldığını öğreniyoruz.
İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya’daki işçi eylemlerine, grevlere ve ayaklanmalara ayrıntılı yer veren yazar, kapitalizmin acımasızlığına karşı emekçilerin acılı direniş mücadelelerini dile getirmiş. Özellikle 1830 ve 1848 ihtilalleri ile alınan yol dile getirilmiş.
İşçilere önemli hakların, emeklilik, ücretsiz sağlık hizmeti, çalışma sürelerinin kısaltılması gibi hakların ne zaman gerçekleştiği kitabın en ilgi çeken bölümlerinden.
Kapitalizmin mezar kazıcısı olarak nitelendirilen işçi sınıfının Avrupa’da daha iyi bir yaşama kavuşmasında sömürgelerin büyük katkı sağladığı ele alınan bir başka konu.
Sonuç olarak, Almanya’da ve Rusya’da kurulan Sosyal Demokrat partiler özünde Marksist olmalarına karşın süreç içinde Rusya’da Komünist partiye dönüşürken, Avrupa’da neden Marksizmden koparak önce kapitalizmle sonra da emperyalizmle uzlaştı?
Bu sorulara yanıt verirken Türkiye gibi sömürü altındaki mazlum bir ülkede sosyal demokratlığa soyunmanın gülünçlüğü akıcı bir anlatımla okuru sıkmadan dile getirilmiş. Bu emeğin ve eserin karşısında saygı duymamak olanaksız. Eylül 2016
*Sosyal Demokrasi’nin Öyküsü, Yıldırım Koç, Kuzgun Kitap, Eylül 2015