Balkan turu için otobüsle İstanbul’dan yola çıktığımızda bu gezinin hepimiz için bilinç sıçramasına yol açacağını düşünemezdik. Selanik’teki Atatürk evini, Manastır’da Mustafa Kemal’in mezun olduğu Askeri İdadi’yi, Resne’de Resneli Niyazi’nin evini gezmek Bizans, Roma ve Osmanlı döneminden kalma tarihi mekanlarda dolaşmak, öykülerini dinlemek heyecan vericiydi; fakat turumuzun en etkileyici bölümü hiç kuşkusuz Kocacık köyüydü. Kısa bir süre önce “Atatürk’ün Ata Yurdu Kocacık” adlı belgesele konu olan köyü ülkemizin gündemine taşıyan Teoman Alili ve Çimen Filiz Paşa, önemli bir iş yaptıklarının bilincindeydi: Kocacık, tarihsel, siyasal ve jeopolitik yönden önemli bir köydü.
İklimi Karadeniz’i andıran iki milyon nüfuslu küçük bir ülke Makedonya. Camileri, çarşıları, hamamları, evleri, yemekleri, çayları, kahveleri hatta müziği bize ne çok benziyor: Vardar Ovası, Manastır’ın ortasında var bir havuz, Mavrova’dan aldım sümbül, bir fırtına tuttu bizi deryaya kardı… Biz Makedonya’yı yemekleriyle türküleriyle farkında olmadan Anadolu’da yaşıyormuşuz, Makedonya’da da Türkiye’yi yaşar gibiyiz.
Bu küçük ülkede, çeşitli dinler (Müslüman, Hıristiyan, Yahudi) ve çeşitli etnik gruplar (Makedon, Arnavut, Sırp, Türk, Çingene) bir arada yaşıyor. Bize yakın olanlar kadar bize yabancı olan kültür mirasları, cami, kilise ve havra yan yana.
Teoman Alili “Bir zamanlar Yugoslavya pasaportu dünyanın en kıymetli pasaportuydu, dünyanın her yerine vizesiz gidebiliyorduk, oysa şimdi, Üsküp’ten Almanya’ya kadar pasaportuma 13 mühür basıldı.” diyor. Atatürk hayranı Tito’nun Yugoslavyası yediye bölünmüş daha doğrusu yedi şehir devlete dönüşmüş: 600 bin nüfuslu devlet bile var.
Kiril alfabesinin doğduğu yer Ohri de Atamızın atalarının köyü Kocacık da Makedonya’da. Rehberimizin şu tespiti oldukça önemliydi: İbraniler için Kudüs ne kadar önemliyse, Ortadoks Hıristiyanlar için de Ohri o kadar önemli.
Kocacık’ta, Atamızın ata evinin önünde bizi Teoman Alili, Makedonya Atatürkçüler Derneği Başkanı Halil Abdullah, köyün öğretmeni, köyden bir grup ve müze sorumlusu, milli kıyafetler içinde iki minik öğrenci karşılıyor. Erkeklerin yüz ve beden hatları Mustafa Kemal’in gençlik yıllarına ne çok benziyor. Kocacıklı Türklerle, Teoman Alili’yle buluşmak hepimizde bir duygu fırtınası yaratıyor. Fotoğrafla bu buluşma anlarını ölümsüzleştirme telaşına düşüyoruz. Minik öğrencilerle fotoğraf çektiriyoruz. Meğer ne çok beklemişler, ne çok özlemişler bizi...
Müzeye dönüştürülen konutta birçok sürprizle karşılaştık. Sadece birini anmakla yetinelim: Yılmaz Büyükerşen yeteneğini ve vatanseverliğini Kocacık’a, Atamızın Ata Evi’ne de taşımış.
Makedonya vatandaşı Teoman Alili 25 Haziran’da Türk vatandaşı olmuştu ve bu olayın mutluluğu coşkusu üzerindeydi. Çift vatandaşlık çok yakışmıştı Teoman’a. Onun iki ülke arasında gönüllü, dostluk, kültür ve sanat elçiliği üstlendiğini gördük, yaşadık.
Gezimiz rehberlerimizin derin bilgisi eşliğinde bir aydınlanma şölenine dönüşüyor: Makedonya’da yaşayan Türklerin sayısı göçler nedeniyle oldukça azalmış. Ülke genelinde beyin göçü oldukça yaygınlaşmış. Türkler ülke nüfusuna oranla az olmalarına karşın örgütlenmişler. Türkiye haberlerini hiç kaçırmıyorlar, Türk televizyonlarını izliyorlar. Tüm ulusal bayramlarımızı kutluyorlar. Kurdukları derneklerden bazıları: Makedonya Atatürkçüler Derneği, Yeni Yol Derneği.
Yakından tanıma fırsatı bulduğumuz Makedonya Atatürkçüler Derneği Başkanı Halil Abdullah, yayın organları ‘Mimber’ dergisinden şöyle sesleniyor:
“Makedonya Atatürkçüler Derneği yedi yıldır Makedonya sınırları içinde faaliyetlerini sürdüren ve ileride de sürdürmeyi hedefleyen bir sivil toplum kuruluşudur… Dergimize ‘Minber’ ismini vermemizin temel nedeni M.K.Atatürk’ün Prilepe doğumlu Ali Fethi Okyar ile 1918 yılında çıkartılmasına katkı sağlamış oldukları aynı isimli gazetedir... Minber kelime anlamıyla camilerde hutbe okunan merdivenli yüksekçe yer anlamını da taşımakta olup Makedonya halkına hiçbir ayırım gözetmeksizin hitap etme ilkemizle örtüşmektedir.”
Minber’in ilk sayısını elime aldığımda 1918’de genç Mustafa Kemal’in Makedonya topraklarında duyumsadıklarını bugün yüreğinde duyan gençlerin heyecanı sardı. Dergi, ilköğretim ve lise öğrencilerinin yazıları yanında Makedonya’daki kültürel etkinliklere ve bölgeden fotoğraflara da yer vermiş. Atatürk’ü özümsemiş her yaştaki dergi yazarını buluşturan Minber’den birkaç yazı başlığı: Atatürk’ün Balkan Paktı İdeali, Çanakkale’nin Büyük Komutanı, Salih Bozok, Yahya Kemal Beyatlı, Ata Köyü Kocacık, Demir’e Körük Makedonya Dağlarına Yörük Gerek…
Bu dergide yazan ilk ve orta öğrenim çağındaki genç yazarların yazılarını okurken Balkan coğrafyasının havasını solumuş, suyunu içmiş yazarları anmadan geçemedim: Yahya Kemal Beyatlı, Yaşar Nabi Nayır, Necati Cumalı, Şevket Rado ve diğerleri.
Bu çocukların arasından kimbilir ne yazarlar, Mustafa Kemal gibi ne devrimciler çıkacak.
Makedonya’da “Yurtta barış dünyada barış” diyen büyük devrimcinin beslendiği kültürün temsilcileri yüreğimizi umutla doldurdu. Atatürk gibi düşünen ve yaşadığı Balkan coğrafyasının artılarının eksilerinin bilincinde olan kardeşlerimizle buluşmanın mutluluğunu sözcüklere dökmek olanaksız.
Ekonominin siyaseti belirlediği bir dünyada iki milyon nüfuslu bir küçük Balkan devletinin geleceğinde acaba hangi güçler söz sahibi olacak? Gençlerin bazı Avrupa ülkelerine okumak ve çalışmak amacıyla önce tek şimdilerde ailecek göç etmesi kaygı vericiydi. Son sözü ekonomi söylüyordu. Türkiye’de Soros destekli sivil toplum örgütlerinin cemaatlerin nelere yol açtığını yaşadığımız bu günlerde, onlar için de kaygılanmadan edemedik.
Rehberimiz Enver Ahmet şu gerçeğin altını çiziyor. “Burada yaşayan Türkler için Türkiye’den gelenlerin şu ya da bu partiden olmasının hiç önemi yok. Sadece onların buralara gelmesi önemli.” Evet, orda, Makedonya’da bir köy var, o köy sizin köy sizin köyünüz. Eylül 2017
Yazı ÜVERCİNKA dergisinin 34. sayısında yayınlanmıştır.