Altın Beyinli Adamların Arasında: SİLİKON VADİSİ 2017


“Bilim ve sanat aşkına gurbete katlanan yurt dışındaki tüm altın beyinli evlatlarımıza”

2017 Kasım’ında Silikon Vadisi’nde Google’un, Apple’ın modern binalarının bahçelerinde gördüğüm gençler bana nedense “Altın Beyinli Adam” masalını anımsattı.

Lise edebiyat kitaplarında yer alan bu masalı 68 kuşağı çok iyi bilir. Alphonse Daudet’nin, “Eğlenceli hikayeler isteyen bayana” adadığı dokunaklı bir öyküdür. Kafatasında beyin yerine altın taşıyan bir genç adamın, bu hazineyi keşfedenlerce sömürülüşünü, korumayı beceremediği hazinesini hoyratça tüketişini anlatır.

Silikon Vadisi’nde karşılaştığım, bisikletlerle dolaşan, gösterişsiz, kendi halindeki gencecik çocuklar, dünyayı biçimlendirdiklerinin ve işlerini yaparken hazinelerini yavaş yavaş tükettiklerinin bilmem bilincindeler mi?

Bilişim dünyasının teknik ayrıntılarına ilişkin sayısız kaynağa internetten ulaşmak mümkün fakat dünyaya yansıtılmayan yüzünü yazmadan edemedim.

Bilgisayara, elektroniğe biraz ilgisi olanların yabancısı olmadığı Silikon Vadisi için kısaca Google, Yahoo gibi arama motorlarının, Facebook gibi sosyal paylaşım ağı şirketlerinin ve daha birçok elekronik ve dijital devin merkezi de diyebiliriz. Onlara, dünyanın yeni egemenleri diyenler de var; Google, Apple, Facebook, Microsoft, 2017’nin en büyük on şirketi içinde yer alıyor... Hatta artık “bilişim elçileri” atamaya başladıkları medyada yer aldı.

Bu yeni imparatorlukları dünyanın her yerinden gelen teknolojiye ve bilime sevdalı; yeteneğiyle çalışkanlığıyla öne çıkan sıra üstü gençler büyütüyor. Özellikle Hindistan, Finlandiya, Norveç, Japonya, Kore, Pakistan, Vietnam, Çin ve Türkiye’den gelenler.


Silikon Vadisi’nin Gecekonduları


Hayat, büyük hayallerle buraya gelen bu üstün yetenekli gençlerin ayaklarına, refahı ve zenginliği hemen sermiyor kuşkusuz. Büyük özverilere katlanıyorlar başarmak ve tutunabilmek için.

Uzun yıllar Amerika’da yaşayan bir aile dostumuz ilginç bilgiler aktarmıştı: Burada çalışanların tümü ülkelerinde üniversiteyi çok iyi dereceyle bitirmiş, hatta doktorasını yapmış seçkin öğrenciler. San Francisco’ya yeni gelenler, okulunu yeni bitirenler, ilk yıllarda kazançları az olduğu için 2.000-5.000 dolar arasındaki ev kirasını ödememek, birikim yapabilmek için iş yerine yakın karavanlarda (container) kalırlar. İşlerine yürüyerek gidip gelirler. Bazıları arabalarında yatar.”

Biraz abartılı bulduğum bu bilgilerin ne kadar gerçek olduğuna, Silikon Vadisi çevresindeki gezintimizde tanık olacaktım…

Caddelerde park halinde camları perdeyle örtülü birçok minibüs ve karavan ev vardı. Bunlara ve park yerlerine ödenen kiralar, konut kiralarından çok daha düşük olduğu için tercih ediliyormuş...

Beyin Göçünün Düşündürdükleri


Sözün özü altın beyinli adamları çetin bir yaşam savaşı bekliyor. Kapitalizmin pençesindeki yarış atları onlar. Mazlum milletlerin ise kanayan yarası… Üstelik bu zeki, çalışkan gençleri vatanlarından ‘kaçırmak’ için sistem çok ustaca projeler geliştirmiş. Araştırmacı yazar Mustafa Yıldırım, “Sivil Örümceğin Ağında” kitabında, onların, burslarla ve değişik yöntemlerle nasıl devşirildiğini ayrıntılarıyla, belgeleriyle anlatır. Atilla İlhan’ın “Tokat gibi kitap!” dediği bu eser, önemli bilgiler verirken birçok seçme öğrencinin hazin sonunu da anlatır.

Kuşkusuz içlerinden Oktay Sinanoğlu, Aziz Sancar gibi değerler çıkabiliyor; fakat onları bekleyen sayısız tehlike var; ve ne yazık ki dün olduğu gibi bugün de herhangi bir nedenle yeteneğine güvenen donanımlı gençlerin vatanlarından kopup buralara akması önlenemiyor. Sistem onların, altın beyinli adamların alın teriyle ayakta kalırken, yine onların buluşlarıyla dünyayı yeniden biçimlendiriyor.

Devrimler ve karşı devrimlerde onların buluşları kullanılıyor.

Sosyal Medyanın Önlenemeyen Etkisi ve Gücü


Gerek Facebook, gerek Twitter artık gazetelerden ve televizyonlardan daha etkili bir silaha dönüşmüş durumda. Üstelik, televizyon, radyo, gazete gibi denetlenebilen, susturulabilen bir yayın aracı değil. Gücü denetlenememesinden kaynaklanıyor. Bu nedenle, egemen güçler sosyal medyadan ürküyor, korkuyor. Haksız da değiller...

Mısır’daki devrimi konu alan “Tanrı Bizi İster mi” kitabında Onur Sinan Güzaltan, sosyal medyanın halk ayaklanmasındaki etkisine de yer vermiş. Yazarın Mısır’daki gözlemlerinden ve yaşayan tanıkların anlatımlarından anlıyoruz ki Mısır’daki isyanda ilk kıvılcım, sosyal medyadaki bir çağrıyla başlıyor. Eyleme katılan gençlerden biri, sosyal medyadaki çağrıyla bir araya gelen yirmi otuz kişinin, kısa sürede on beş milyon kişiye ulaştığını, bunda sosyal medyadaki paylaşımların etkili olduğunu anlatıyor.

Korkarım sosyal medya dünyayı değiştiren en etkili silahlardan biri olma yolunda ilerliyor; çünkü onun sayesinde yalan da gerçek de ışık hızıyla yayılıyor. Devrimlerde ve karşı devrimlerde sosyal medya, en etkili silah olmaya aday…

Kaygım odur ki beyin göçünü önleyemeyen ülkeler, bu etkili silahtan etkili biçimde yararlanamıyacaklar.

Tersine Beyin Göçü

Atatürk döneminde Türkiye’ye gelen bilim adamlarını ve Türkiye’den Avrupa’ya gönderilen öğrencileri anımsayınca o yıllara duyduğum özlem günden güne büyüyor.

Neden olmasın…

Dünya hızla değişiyor, dengeler de...

Atatürk Türkiyesi bir gün binlerce yıllık büyük kültürünü, Cumhuriyetin erdemlerini canlandıracak ve bu “altın beyinli evlatlarını” bağrına basacaktır, diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

Bir gün Silikon Vadisi’nde konteynır evlerde yaşayan altın beyinli adamlar vatanlarına dönebilir; tersine beyin göçü dünyada çok şeyi değiştirebilir. Yeter ki mazlum uluslar kendi Silikon Vadilerini yaratsınlar. Ocak 2018

Yararlanılan kaynaklar:


Sivil Örümceğin Ağında, Mustafa Yıldırım, Ulusdağı Yayınları

Tanrı Bizi İster Mi, Kahire Sokaklarında İsyan, Onur Sinan Güzaltan, Kaynak Yayınları

Alphonse Daudet, Altın Beyinli Adam